Bir Zeybekci Klasiği
Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekci, yine beklenen açıklamalarından birini yaptı: “TL’nin değer kaybından endişe duymaya gerek yok”
Neden “Bir Zeybekci Klasiği” dediğime gelince…
Sayın Zeybekci geçen hafta enflasyonu düşürmenin yolu bularak, enflasyon sepetinde gıdanın ağırlığının azaltılması gerektiğini savunmuş, gelen tepkiler üzerine Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, böyle bir çalışma olmadığını açıklamak zorunda kalmıştır.
Konumuza dönecek olursak; TL değer kaybedebilir, kazanabilir. Daha önce bununla ilgili “su yolunu bulur” demiştik. Bu normaldir, piyasa, bir şekilde dengeye oturacaktır. Ancak şu bir gerçektir ki kuru, yapısal önlemlerle değil de sanal gelişmelerle dizginlerseniz, elinizdeki silahları (faiz oranı, TCMB rezervleri, piyasaya güven veren açıklamalar vb.) akıllıca kullanmazsanız, kurdaki artışı frenleyemezsiniz, bu da herkesin canını yakar.
Kurlar sabit seyrederken “piyasa kendi dengesini bulur” denmezse, kur yükseldiğinde “endişeye gerek yok” denirse, bunun anlamı, “alınacak bir önlem kalmadı, piyasanın kendi dengesini bulmasını bekleyeceğiz” demektir. Zaten Merkez Bankası, faiz indirerek bu zemini hazırlamıştı.
Dolar bugün 3,1268 ile yeni tarihi rekorunu kırmışken, “endişeye gerek yok” demek, “kurdaki yükselişi engelleyecek gücümüz yok” demektir.
TL’nin değer kaybı için herkes endişe etmelidir. Bu olumsuz tablo, piyasada daralma, ülkenin ve özel sektörünün yabancı para borcunun artması, düşük büyüme ve enflasyon olarak hepimizin canını yakacaktır.
Dolar’ınız, Euro’nuz varsa, o başka tabii… Sanki faiz lobisi denen düşmana(!) karşı olanların “döviz lobisi” yarattıkları gibi bir izlenim oluşması da cabası…
Hakkı Açıkbaş
Kurumsal Finans Danışmanı
28.10.2016