Amerika Birleşik Şirketleri
Seçilmesiyle piyasaları derin bir endişeye sürükleyen Trump, 20 Ocak’ta başkanlık koltuğuna oturacak. Bu süreçte takip edilmesi gereken konu, Trump’ın belirleyeceği yeni bakanlar kurulunun kimlerden oluşacağıdır.
Şu ilk günlerde adı geçmeye başlayan isimler incelendiğinde, ABD’nin Amerika Birleşik Şirketleri’ne dönüşme ve bir şirket gibi yönetilme ihtimali bulunuyor.
Bu yöntem şimdiye kadar fazla denenmemiş bir yöntem olmakla beraber, başarılı olma ihtimali göz ardı edilmemelidir. ABD’nin kapitalizmin merkezi olduğu ve yeni başkan Trump’ın bir iş adamı olduğu düşünüldüğünde, bu durum gayet normal, belki de kaçınılmaz olacaktır.
Bakanlar kurulu isimleri yavaş yavaş netleşmeye başladıkça, bu isimlerin piyasanın olumlu karşılayacağı isimler olacağını tahmin etmekteyim. Yine aynı süreçte ABD’nin şirketleşmeye yönelip yönelmeyeceğinin işaretleri gelecektir.
Böyle bir gelişmenin, piyasalar tarafından olumlu karşılanma ihtimali de yüksektir.
Ne de olsa bir şirketin en önemli hedefi daha fazla kar etmek, daha verimli olmak, büyümek ve finansman olarak rahatlamaktır. ABD ekonomisinin de buna ihtiyacı bulunmaktadır.
Trump’ın icraatlarını 2 ana eksene oturtacak olursak, birincisi politik icraatlar, ikincisi ekonomik icraatlardır.
Politik icraatlarında, seçim kampanyası dönemindeki söylemlerin değişeceğini ve “yüksek Amerikan çıkarları”na uygun hale döneceğini, yani şu anki politikaların fazla değişmeyeceğini söylemek yanlış olmaz. Zaten asıl yanlış olan, bu politikaların değişeceğini beklemektir.
Ekonomik icraatları ise, en çok merak edilen bölümdür. Çünkü makroekonomik veriler çok kötü olmasa da ABD vatandaşları ve iş dünyası, daha az vergi vermeyi, ekonomik genişlemeyi, global krizin ülkelerini etkilememesini, ülke ekonomisinin daha fazla büyümesini ve şirketlerin daha çok kar elde etmesini bekliyor.
Bunu da yukarıda belirtiğim gibi, ABD’nin şirket gibi yönetilmesi sağlayabilir.
Hakkı Açıkbaş
Kurumsal Finans Danışmanı
11.11.2016